"Kuva-i Milliye” tarihimizde iki anlamı ifade eder. İlki işgallere karşı silahlı direniş için oluşturulmuş savaşçı milis müfrezeler içindir. İkincisi ise bu müfrezeleri de ortaya çıkarmış olan, milletin iradesi ile kurulmuş direniş örgütlenmesinin genel adıdır. Halk arasında bu harekete kısaca “Kuvva”, taraftarlarına da “Kuvvacı, Millici” denilmiştir.
Başlayan işgallere karşı İstanbul’daki hükümet durumu protesto etmekten öteye gidememiş ve teslimiyetçi anlayışta ısrarcı olmuştu. Bu hava içerisinde halk, Doğu Anadolu’da, Kilikya’da, Trakya’da, Karadeniz’de ve Batı Anadolu’da işgallere ve onun getirdiği zulme karşı “kendi azim ve kararıyla kendisini kurtarma” yolunu seçecek, Kuva-yi Milliye’yi kuracaktır. İşte bu milletin insiyatifi eline almasıdır ki peşi sıra gelecek Cumhuriyet inkilabının kıvılcımı niteliğindedir.
Bu kıvılcımın çaktığı ilk yerlerden birisi de Balıkesir’deki "Alaca Mescid"tir. İzmir’in işgalinden sonra 19 Mayıs günü Balıkesirliler bu camiide toplanmışlardı. Mehmed Vehbi Bolak o günü şöyle anlatıyor : “ İkindi namazından önce Alacamescid tamamen dolmuştu. Konuşulacak mevzûun ehemmiyeti, o günkü durumun ağırlığı, toplantı mahallinin bir mescid oluşu, cemaat üzerinde mânevi bir tesir yaratıyordu. Namazdan sonra Malmüdürüzâde Mehmed Efendi’nin okuduğu mevlid-i şerifi cemaat vecd ile dinledi. Akşam oluyordu. Mevlid’i müteakip söz alarak: ‘Ey cemaat-i müslimin! İzmir’de başlayan faciaların Balıkesir’e gelmesi yakındır. Bu iş protestoyla, yazı yazmakla engellenemez. Yapılacak ilhakı fiilen önlemek için bir redd-i ilhak cemiyeti kuralım. Bu cemiyete girmek her müslümanın borcudur. Bizim atacağımız kurşun,Şark ve İslam âleminin ebedi kurtuluşuna; yoksa ataletimiz maazallah ebedî esâretine sebep olacaktır.’ dedim ve yurttaşları, mütâlaalarının beyânına davet ettim. Uzun konuşmalardan sonra kırk bir kişilik hey’etin seçilmesine karar verildi ve hey’et seçilerek cemiyet dağıldı...”*
Böylece 19 Mayıs 1919 günü Balıkesir’de Kuva’yi Milliye kurulmuş oldu. Aynı gün mücadelenin lideri de Samsun’a ayak basmış ilk temaslarını kurmaya başlamıştı bile...
* Mehmed Vehbi Bolak, “Hâtırat”, Balıkesir Postası Gazetesi, 14-23 Nisan 1950
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder